Page 27 - KÜÇÜKÇEKMECE İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DERGİSİ
P. 27
Beşir Ayvazoğlu İle Yunus Emre Röportajı
UNESCO, 2021’i Vefatının 700. Münasebetiyle Yunus eden ve her birinde bir problemin çözüldüğü son derece önemli
Emre Yılı ilan etti. Yunus Emre’nin çağının en önemli şairi eserleriyle Ortaçağ Anadolu’su hakkındaki bilinmezlere
olduğunu biliyoruz ama hakkında ne yazık ki ayrıntılı bilgiye ışık tutan Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, Yunus Emre’yle de
sahip değiliz. Yunus Emre kimdir, nasıl bir şairdir? araştırmalarını yoğunlaştırdığı tarih döneminde yaşadığı
ve incelediği tasavvufî cereyanların içinde yer aldığı için
Yunus Emre’nin tarihî şahsiyeti hakkında -bazı temelsiz yakından ilgilenmiş ve tartışmalara yeni boyutlar kazandıran
iddialar bir yana bırakılırsa- hiçbir şey bilmiyoruz. Üzeri tespitlerde bulunmuştur. Birçok eserinde çeşitli vesilelerle
menkıbelerin sisiyle örtülü bir hayat... Şiirleri bile daha söz konusu ettiği Yunus hakkında üç bildirisi bulunan
sonra onun gibi söylemeye çalışan, hatta onun adını Ocak’a göre, bu büyük şair, tekkesi ve müritleri bulunan
kullanan şairlerinkiyle karışmıştır. Gerçek Yunus’unkilerini bir Melameti-Kalenderî şeyhiydi. 12. yüzyıldan itibaren
diğerlerinden ayırt etmek uzmanlık işidir, ama uzmanların Anadolu dâhil bütün Ortadoğu halk süfiliğine damgasını
bile işin içinden tam çıkamadıklarını söylemek zorundayım. vuran bu büyük sufi mektebi yeterince incelenmediği için
Bildiğimiz, Yunus’un Anadolu’nun en kaotik çağı olan 13. bu gerçeğin farkına varılmamıştı. Başta Mevlânâ ve Yunus
yüzyılda yaşamış sufi bir şair olduğu, 15. yüzyılda Bektaşiler Emre olmak üzere, birçok sufide gördüğümüz ilâhî cezbe ve
tarafından benimsenip Bektaşî Vilayetname’sinde ona aşka dayalı tasavvufî hümanizma, bu büyük şahsiyetlerin
menkıbevî bir hayat icat edildiğidir. fikirlerini kuşatan Melametî-Kalenderî sufiliğinin temelini
teşkil ediyordu. Özetlemek gerekirse, Yunus Emre, “bu sûfî
Yunus’un tarihî kişiliği hakkında Prof. Dr. Ahmet Yaşar mektebin en az Şems-i Tebrizî kadar güçlü bir mensubu”ydu.
Ocak’ın fikirlerine yakın durduğumu ifade etmek isterim. Mevlânâ’dan farkı, ilâhî aşk ve cezbe yoluna Şems gibi İranlı,
Anadolu’nun dinî ve sosyal tarihi üzerinde çalışmaya Fuat yerleşik ve yüksek kültürden gelen bir sufi vasıtasıyla değil,
Köprülü ve Abdülbaki Gölpınarlı’nın bıraktıkları yerden devam Tapduk Emre gibi, Hace Ahmed-i Yesevî’nin izinden giden,
KÜÇÜKÇEKMECE MİLLÎ EĞİTİM 25